Şairler | Şiirler

Bir Orkidenin Hatırası

-Faust`a-

Giriş

İlk dokunuşudur kalemin kağıda,
Kağıt ürperir...
İlki yazmak kolay değildir...
Ben de ürperirim....
İlk olmak... kolay değil...

Bir dal orkide masamda...
İzler uyuyor maviliğinde,
Yüzümde solan çırpınışlarından.
Ama gözlerimde unutkanlık...
Dalmışım, içimdeki tuhaflığa...

Gök yüzü bende misafir artık,
Bilmediğim hikayeler anlatırım kendime...
Bir zamanlar diye başlar hepsi,
Sonra kalem ürperir...
Kolay değil,
Bende ürperirim...

- - -

?Bir zamanlardan? evvel...
Kimsenin bilmediği bir ormanda,
Kimseleri bilmeyen,
Bir ormancı yaşarmış.
Kimseyi bilmezmiş lakin,
Bilirmiş kendini,
Hayal olduğunu...
Yalan olduğunu herşeyin...
Tutsaklığını, kendine...
Fakat hep gerçeği hayal edermiş.
Ve hep gerçeğin hayallerinde yaşamış kendini.
Gerçeğin hayallerinde yaşatmış.
Yalan olmamak için...
Ama vazgeçemezmiş yinede bir yanindan
Ve her gün bir ağaç kesermiş bu ormanından...
Ve orman perileri....
En tatlı yalanlar...
Kandırmışlar bir gün ormancıyı,
Ve periler diyarına götürmüşler.
Ormancı bilmezmiş ki:
Geri dönülmez periler diyarından...
Yalan ormanına...
Yalvarmış önce,
Sonra ağlamış.
Yalvardığı için...
Periler de ağlamış.
Süveyda gelmiş periler aglayinca...
Perilerin efendisi Süveyda...
Önce ormancı görmüş Süveyda'yı..
İçi ürpermiş...
İlk ürperişiymiş bu onun.
Sonra unutmuş herşeyin yalan oldugunu...
Kendisini unutmuş çünki...
Ve ağlamaz olmuş artık.
?Buradan dönüş yoktur? demiş Süveyda ona,
Sonrada gitmiş,
Hiçbir şey dememiş gibi.
Sessizce...
Ormancı susmuş...
Unutmuş sonra yalan yere sustugunuda...
Ve zaman geçmiş aradan...
?Bir zamanlar? gelmiş...
Ormancı yine yine ağlar olmuş,
İlk ürpertinin acısı,
İlk kez ağlamış... gerçekten...
İlk kez ağlayınca şeytan çıkmış karşısına,
Saçlarını okşamış ilkin,
?Herkesi ilk ben ağalatırım...
Sen kendine benim kadar düşman olamazsin? demiş ardindan
Ormanci tanimiş hemen onu,
Ve uzaklaşmiş oradan...
?Yaklaşma bana..!
Beni gerçeğimle başbaşa bırak? demiş.
Şeytan yaklaşmiş.
Ormancı, kaçamamış...
?Gerçeğin paylaşıldıkça azalacağından korkma? demiş
?Benim gerçeğim paylaşılmaz? demiş ormancı.
?Senin olmayan bir gerçek, elbette paylaşimaz? demiş şeytan?
Benim gerçeğim kalbimde...?
?Gerçeğinin kalbinden özgür bırakıp,
Sonrada kollarına gelmesini ister misin...?
Kolları ürpermiş ilkin,şeyatnın büyülü sesinden...
Sonra yüzünü çevirmiş şeytana bir anda ormanci...
İlk defa bu kadar sevimli görmüş şeytanı...
Gözleri ürpermiş bu kez... ilk defa...gerçekten...
?Ama bir şartim var? demiş şeytan.
Ben senin bir isteğini yerine getireceğim...
Sana, kendinden daha kıymetli bir şey vereceğim.
Sende benim bir isteğimi yapacaksın...
Olmaz..! demiş ormanci...
Şeytan...
?İlk hayır, ne kadar kolaydır,
Adem'de ilkin hayır demişti...
Ama sonsuza kadar hayır demek...
Bunun gururu,sadece bana mahsustur...?
-?Tek gerçeğimi yüreğimde hapsetmek...
Sana tutsak etmekten daha iyidir? demiş ormanci...
Şeytan biraz daha yaklaşmiş...
Ve ona Süveyda'yı göstermiş,
Sihirli bir pencereden...
Kalbini göstermiş...
Ormancı yine unutmuş her şeyin yalan olduğunu...
Bir kez daha unutmuş...
Ve, ?vazgeçtim? demiş ormanci ?kendimden?
Vazgeçtim...
?Bir zaman sonralar? gelmiş ardindan.
İlk elele tutuştukları günmüş...
Yürekleri ilk bir atar olduğu gün...
İlk birbirlerinin oldukları gün...
Birbirlerini...ilk hissettikleri günmüş...
Ürpermiş her ikiside...
Kolay değil elbet...
İlk olmak kolay değil...
İlk dokunmak...
Ve şeytan belirmiş o an.
Önce ormacı görmüş şeytanı...
?Birbirlerinizin bedelini verin? demiş onlara.
Katarak umarsızlığı sesine...
Katarak, umarsızlığı güzelliğe...
Süveyda atılmış hemen...
?Yalvarırım onu bırak...
Ben isteğini yerine getiririm...?
Şeytan...
?Olmaz...
İkinizde bana birbirinizi borçlusunuz?demiş...
Gür sesle,
Ormancı haykırmış...
?Sadece ben borçluyum... o değil...?
?Hayır ? demiş şeytan...
?O da senin için kendinden geçmişti...
Hemde senden çok daha önce...
Beni de zaten sana o gönderdi? demiş...
?Ama bilmiyordu ki,
Şeytanla pazarlik olmaz...?
Ormancı Süveyda'ya dönmüş yüzünü,
Bakışları çırpınmaya başlamış Süveyda'nın.
Bakışlarındaki tuhaflık...ezmiş her ikisinide ormancının...
Ve herşeyin yalan oldugunu hatirlamiş o an...
Herkesin bildigi, fakat kimsenin diyemedigi?
Koca bir yalan?
Başini önüne egmiş ardindan...
Ve dileğin nedir...
Ey şeytan...
Gururlanmış önce gözleri şeytanın...
Ezmiş bakişlarindaki yakicilik her ikisinide...
Sonrada konuşmuş gozlerindeki ateş,
Ve yüzü meş'um,
Bir `ezginliğin` üzerine...
Dileğim odurki demiş...
Herşeyi benim için seveceksiniz...
Kendinizi de ve birbirinizi...
Iste hepsi o kadar demis?
Iste hepsi o kadar?
Ormancı atılmış...
Atılmış ezginlik şeytanın üzerine...
Hayır... olamaz...
Neden diye haykırmış şeytan...
Neden...
Tanrı isteyince oluyorda...
Ben isteyince değil...
Çünkü demiş ormanci...
Herşey ondandir...
Senden değil...
Sen onun yanında gerçek bile değilsin...
Ve mahkumsun bu yalanlığa?
Yani en buyuk azaba?
Kavurmuş şeytani bu sözler...
Çıldırmış...
Kavrulmuş...çildirmaktanda...
Benim için herşey dilegimidir, diye gürlemiş...
Ve gerçeğim...
Ve siz sadece buna uyarsınız...
Ama değiştiremezsiniz...
Yetmez, gerçeğe uzaklığınız....
Ve cezasına varlığın...
Ve yakınlığınız....
Yokluğa...
Haykırmış ormancı yeniden...
Hayır...hiçbirşeyi,sevemem senin için...
Çünkü sen,
Hiçbir şey için sevilmeye layik degilsin...
Peki ya aşkiniz demiş şeytan...
Ormanci duraklamis ilkin.
Sonra,
Onun içinde mi?
O senden önce de vardı demiş ormancı...
Belki sen var olmadan da önce...
Ve zaten...
Hiç bir aşkin gerçekligi senden degildir...
Çünkü sen...
Mahkumsun yalanlara...
Yani kendi varlığına...
Tüm ölümler üzerinden geçmiş,
Bu sözlerle şeytanin...
Ve yeniden doğmuş her seferinde...
Korkusuyla... büyük cezanın...
Bu da benim kaderim demiş...
Adem'i bu kadar kolay ?hayır? demeye ben alıştırdım...
Şimdide çekiyorum bu mirasin kahrini...
Ama ben...
En büyük isyanimdan bile dönmedim...
Dönmem onun için sözümden de...
Sözüm dileğimdir...
Yoksa ayrılığınız...
?Ayrılığınız?...
Yıkılmış ayrılığı duyunca Süveyda...
Buğulanmış bir anda gözleri...
Ve yakmış bu buğu ormancıyı da...
Süveyda'm demiş ardindan...
Sevdam...
Ve sarılmış sıkıca...
Sarılmış, kendine sarılırcasına...
Ve sormuş...
Beni bu yalan için mi seveceksin?
Süveyda yalvarmış önce gözleriyle...
Sonra dökmüş bakişlarini diline...
Zaten herşey yalan degil mi...
Dünyalar yalan...
Hayaller yalan...
Ve yalan değil mi bu şeytada...
Ama aşk gerçek demiş ormanci...
Ve hiçbir gerçek yalana kurban edilmez...
Biz yalanız belki demiş...
Ruhunu bir nefesete çekerek içine...
Yaşayamiyorsak onun için aşkin gerçegini...
Bırak o zaman, o kendini yaşasın...
Böylece bizde gerçek oluruz....
Biz yaşayamayiz aşki belki ama...
Aşk, bizi yaşar...
Süveyada sarılmış boynuna ormancının...
Ve dökmüş tüm sirrini gözlerinden...
Tüm çaresizliğini...
Dökmüş içine ormancinin...
Dökülmüş içine...
Ormancı da dökülmüş...
Ve ağlayınca Süveyda...
Periler de ağlamış.
O ?uzak? ses...
Hissettirmiş yine yakinligini...
Bu son kez size soruşumdur dilegimi,
Bu son hakkınızdır, demiş.
Ve belki ?bu son haksızlığınız...
Ormancı şeytana dönmüş,
Kavurmak istercesine onu ölmeden önce...
Masmavi bakışları...her yerinde...
Ve cevabını vermiş ardından...
Kendine rağmen...
Ve yalanlarına...
Hayır demiş bu teklife,
Hayır...
Kolay olmamış hayır demek...
`Hayir`i yasamak?
Ama evet diyemezmiş zaten...
Kalbi bağlıymış...
Süveyda da hayır demiş, berrak gözleriyle...
Dili varmamış bir türlü.
Ama demiş bir kere...
Yine gururlanmış şeytanın sesi..
Ama ezememiş bu kez kimseyi,
Kendini ezmiş sadece...
Sadece kendini...
Ayrılmanızı diliyorum o zaman demiş,
Sesinde bitkin bir gurur...
Ayrılmanızı diliyorum...
Çünkü olmasanızda farkında...
Tüm aşklarda isyan vardir...
Sizde kendinize isyan ettiniz....
Kendi kaderinize...
Ve aldandınız birbirinize...
Yani ben aldatmadım...
Oyleyse çekin o zaman...
Kaderin size verdiği cezayı...
Tüm isyanlar...
İsyan ettikleriyle cezalandırlırlar...
Şimdide çekin o zaman...
Birbirinize aldanmış olmanın kahrını...
Aldatmış olmaktan daha ağırdır bu...
Çünkü bu bedel ancak...
Kalbinizde birbiriniz için duyduğunuz, acılar kadardır...
Kaderin bedelidir birbiriniz için...
Ve borcunuz isyanınıza....
Ve ayrılın şimdi o zaman...
Uzak kalın birbirinizden...
Benim uzak kaldığım kadar...
Ve yoksa eğer yokluktan büyük ceza...
Yok olun o zaman birbiriniz için...
Sonsuza dek...
Ve beni kendi uzaklığımla başbaşa bırakın...
Azalmayan paylaşildikça...
Ve unutmayın...
Benim birleştirdiklerim ancak...
Ayrılmak içindir...
Sadece ayrilmak?
Ormancı ezmiş sesiyle tüm bu nedenleri birden...
Haykırmış...
Hiçbir kahır bu kadar ağır olamaz...
?Ben tanrı kadar merhametli değilim? diye gürlemiş şeytan...
Ormancı ürkmüş bu sesin kavuruculuğundan...
Ve susmuş bir anda...tüm sebepleriyle dilinde...
Ormancı sumuş...
Süveyda inlemiş bu kez.
Sonsuza asla gücün yetmez...
Şeytan gülmüş sadece...
Varlıklar zaten...
Sonsuzun umuduyla ayakta kalır ancak demiş...
Süveyda yine ağlamış...
Periler suskun...
Büyülü gözleriyle dönmüş ormanciya...
Gözlerindeki acı, başını döndermiş ormancının...
Dili tutulmus o an,
Sanki kalbi tutulmus?
Ayrılsak bile demiş sonra Süveyda...
İstemeden ayrılmalıyız....
Böylesi daha az acı verir demis...


Sonrada sarılmış tüm varlığına...
Ve sebebine yokluğunun...
Ve kapamış gözlerini, içindeki acıyla...
Ormancı da kapamış gözlerini...
Ve görmemiş ayriligi...
Ama ayrılmış...
Acımamış şeytan...
Zaten hiç acımazmış...
Ve gözlerini açtığında ormancı...
Yine kulübesindeymiş...
Herşeyin başladigi yerde...
Ve herşeyin bittigi...
Son hatırası olmuş...
Süveyda'nın gözlerindeki buğu...
Süveyda...
Süveyda da çok yaşamamiş zaten...
Soluvermiş...
Kalbinde hasreti bile duyamadan...
Duyamadan kendi yokluğunu...
Gerçek zaten, hep böyle alırmış kurbanlarını...
Ve bilmezmiş ki ormanci...
Periler solunca orkide olurlar...
Orkide yaşarlar...
Ve ormancıda solmuş günün birinde...
Gözlerini kapamış...
Gözlerinde süveyda'dan artan buğuyla...
AMA DEĞİL ASLA SONUSUZA DEK BU KARANLIK...
Açmış gözlerini bir gün tekrar...
Parlaklığıyla ümidin...
Ve gerçek olmuş hayalleri...
Hayallerinin yaşadigi varligi...
Ve hayallerinde yaşattigi benligi...
Gerçek olmuş...
O zaman daha iyi anlamış...
Neden orkideye bu kadar tuhaf baktığını...
Ve neden...
Orkidenin...
Bu kadar...
Buğulu koktuğunu...

Abdullah Tülek

 

Abdullah Tülek şiirleri

 

Populer Şairler