Şairler | Şiirler

Maç ve karakol!

Öğrencilik yıllarımdı!
Henüz orta ikiye gidiyordum!
Okullar arası maç, turnuvası vardı!
Hocalar, bir takım oluşturdular!
Benim gibi zavallıyı da, takıma aldılar!
Antıraman, müsabaka derken, birlik oluşturdular!
Her hafta bir okulla, yarış başlattılar!
Takım iyiydi, kenetlenmişti, okulda ün yaptılar!
Her bir oyuncu arkadaş, hırs yapmaya başladılar!
Çalım ve çaka onların, vazgeçilmezleri oldular!
Dersleri asmayı, bir marifet saydılar ve yapmadılar!
Kız arkadaşlara, hava atmaya başladılar!
Kızlar aksine, öğüt almışçasına kaçıyordular!
Arkadaşlar, iyi top oynuyordu, velâkin!
Nezaket kurallarını asla önemsemiyorlardı!
Kaba davranıyor, yapmak zorunda bırakılıyordu!
Bazen de ne hikmetse, çarpıp azarlıyorlardı!
Maçtaki kıvraklığını, ilişkilerinde yansıtmıyorlardı!
Oysaki az bir gayret, bunlara ilgiyi artıracaktı!
Finale kaldık ve şampiyonluk maçını yapıyorduk!
Çincin bağlarında ve Çalışkanlar ortaokulunda!
Saha, okulun tam karşısında ve toprak bir mekânda!
Öğretmenler ve tüm öğrenciler, katkı için geldiler!
Maçı önde götürüyorduk, birden sahaya polisler!
Hızlı bir şekilde, kimseyi dikkate almadan girdiler!
Zorla maçı durdurdular, ben ve birkaç arkadaşı!
Sorgusuz, sualsiz alıp, bu vaziyette karakola götürdüler!
Bizler şaşkındık, neler olduğunu bir türlü anlamadık!
Hiçbir çaremiz yok, gitmek zorundaydık!
Hocalar, denemelerine rağmen, başarılı olamadılar!
Araca bindirerek, doğuca dört yol, karakoluna götürdüler!
Her nedense, bir hoca dahi birlere, refakat etmediler!
Karakola çıktık, sıraya dizildik, sorgulanmaya başladık!
Bilmediğimiz ve görmediğimiz bir adamı, hangimizin,
Dövdüğünü sordular! Anlayamıyorduk! Bilmiyorduk!
Zayıf ve esmer olan polis, küfrederek copu çıkarttı!
Eğer kimin dövdüğünü söylemezseniz, copu yersiniz dedi!
Bakıyorduk, ne yapacağımızı bilmiyorduk, şaşıyorduk!
Diğer bir polis, çocuklara yazık, bilmiyorlar bırak artık!
Deyince, copu elinde bulunan polis, ona küfretti!
Zavallı polis, korktu ki, sadece sessizliği tercih etti!
Ellerimizi açmamızı emretti, bir çırpıda copu silkeledi!
Ağlayan, sızlayan çoğaldı fakat ben, elimi çektim!
Polis daha çok kızmıştı, bak bir daha yaparsan,
Hiç acıman suratına patlatırım, diye tehdit savurdu!
Bir suçumuz yok, niye zulmediyorsun deyince!
Hiç acımadan ve gaddarca suratıma, copu yapıştırdı!
Dengem bozuldu, şuurum kayboldu, polisi ittim!
Zavallı adam, diye feryat edince, komisermiş geldi!
Bağırmayın çocuklar, ne var bunda dedi!
Yediğiniz iki tokat veya cop diye söylendi!
Duramadım atıldım, bir suçumuz olmadığını,
Neden burada olduğumuzu, bilmediğimizi haykırdım!
Ağlıyordum, haksızlığa tahammülüm, kalmamıştı!
Haydi, yüzlerinizi yıkayın da, gönderelim sizi dendi!
O kadar şaşkındık ki, lavabo yerine, nezarete yönelmişiz!
Nihayet yüzümüzü, sırayla yıkadık, aşağıya inmemiz söylendi!
Merdivenlerden inerken, koca bir âdem, kanlar içinde,
Yerde yatıyordu! Ağzı, burnu kan revan, kaşı, açılmıştı!
O zalim polis, eğilerek yaralıya, bunlar mı yaptı dedi!
Zavallı adam, hayır, bunları hiç tanımıyorum dedi!
Nihayet bizleri salıverdiler, merak ettim polise!
Maçın ortasında, niye almak gereği duydunuz deyince!
Bizim sınıfta okuyan, fakat pek sevilmeyen İsa!
Soruşturma yapan polislere, yardımcı olmak amacıyla,
Babası da bekçilik yaptığından, bu arkadaşlar!
Kimlerin yaptıklarını, görmüş olabilirler demiş!
Beni ve diğer dört arkadaşı, acımadan işaretlemiş!
Hiçbir suçumuz bulunmadığı halde, onca yaşadıklarımız!
Henüz öğrencilik yıllarımızda, iliklerimize nüfus etti!
Bu anlayışta bulunan polisler, şefkatten haberdarlar mı?
Devletim ve ülkem adına, daha o yaşta kaygılanmıştım!

Mustafa Cilasun

 

Mustafa Cilasun şiirleri

 

Populer Şairler